Eğer bir adadaysanız, bir de balıkçıysanız hava durumuyla yoğun bir ilişkiniz olması gerekiyor. Bugünkü teknoloji denize açılacak balıkçıya her türlü saatlik hava raporunun detaylarını sunsa da eskiden bu böyle değildi. Tüm denizciler için olduğu gibi, Bozcaada balıkçısı için de havayı, bulutları gözlemek elzemdi. Elbette eski reislerin, ustaların tecrübeleriyle yoğrulan balıkçılar teknolojinin hayatımıza girdiği şu son yıllara kadar o kadim bilgilere güvenerek denize açıldılar, balığın peşine düştüler.
Bu projemiz için mülakatları yaparken Bozcaada balıkçısı için en tehlikeli havanın batıdan gelen bora olduğu bilgisini öğrenmiş olduk. Aslında hissediyorduk ama onların yazımızın başlığında da yer verdiğimiz “Semendirek’ten çaktı mı şimşek, hemen kaç, sığınılacak bir liman bul, yarım saate sert fırtına gelir” cümleleri hep ortaktı. Aslında “Semendirek” denen yer Gökçeada’nın (İmroz) kuzaybatısında kalan Semadirek (Samothraki) adası. 1,611 metre yüksekliğindeki Fengari Dağı’nı aşan bulutlar birkaç dakika içinde önce Gökçeada’ya ardından da Bozcaada’ya ulaşıyor ve büyük bora yapıyor. Adadaki balıkçılar bulutların gökyüzünde yarattığı görüntüden ötürü bu duruma “Hava kaş yaptı” diyorlar ve tehlikesinden bahsediyorlar. Bu havanın baharda çok daha tehlikeli olduğunu dile getirenler “Bahar borasına dikkat” diyorlar.
Ali Demirkol, “Fırtına geleceği vakit, İmroz’un üstünde Semendirek adası vardır, onun üstüne bakarız. Kışın çakıp çakmadığına bakarız. %90 da tutardı, eski balıkçılardan öğrendiğimiz kadar.” diyor. Ardından da Halil ağa ile atlattıkları tehlikeli bir deniz gününü anlatıyor.
Birol Küçük (Şahin Kaptan) de, “Ayın alnı geniş oldu mu geç zamanda, dar oldu mu yakın zamanda geliyor demekti fırtına. Hemen liman ara kendine. Batıdan geldi mi, çok sert hava gelirdi, fırtına yapardı.” diyerek kardeşi rahmetli Mehmet kaptanla atlattıkları tehlikeli bir anıyı paylaşıyor bizimle.
Usta balıkçı Kemal Şahin de, “Semendirek başımızın belası bizim. Buraya adanın en tehlikeli havasını Semendirek tarafından, Gökçeada üstünden yapar. Çünkü oradan gelen hava çok serttir. Batı karayelden gelir ve daha sonra poyraza döner. Balıkçılar için en tehlikeli havadır. O yüzden bizim korkulu rüyamızdır. O taraftan çakmaya başladı mı, biz hemen limana döneriz. Bu kuraldır” diyerek batı havasını anlatıyor.
Yaşayan en eski süngercilerden ve balıkçılardan sayılan Yorgi Buğday da, “Özellikle Semendirek’ten bir bulut kaldırdığı zaman dikkat edeceksin” diyor.
Ömer Başol ise eski sert havaların şimdi pek yaşanmadığını belirtiyor ve ekliyor: “Rüzgar yapacağı zaman kaz göğsü olur. En tehlikeli hava batıdan gelir, kaçıklık yapar, fırtına getirir. Hava lodossa, Semendirek tarafından karardı mı, çakıntı başladı mı bil ki rüzgâr getirecek ama eski havalar yok şimdi. Bundan 40-50 sene evvel bu zamanlarda buralarda oturabilir miydin?”
Hem balıkçılık, hem de kaptanlık yapan Mustafa Ayaşlıgil, “Eğer Semendirek’in üstünden çakarsa en tehlikeli hava odur” derken, Aydoğan İnce de “Semadirek’ten şimşek çaktığı zaman bir saniye bile durmayın, en yakın limana uçun” diyor. Ayhan Ermiş ise bu havanın baharda daha tehlikeli olduğunu, “Bahar borası için kancık hava derler. Ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Lodosa döner, poyraza döner, batıya karayel döner. Bir anda patlar. Bir saat eser, sonra bakarsın hava kalır” ifadeleriyle dile getiriyor.
Engin Özduran’ın da bu havaya karşı söyleyecekleri var. Özduran, “Bozcaada’ya tehlikeli havalar genelde batıdan gelir. Aniden gelir, sinsice gelir. İki saat eser, kendinizi bir kıyıya atabilirseniz çok şanslısınız. Atamazsanız, Allah muhafaza, kayığın batmasına kadar gider yani” açıklamasını yapıyor.
Yani kısacası genci yaşlısı birçok balıkçı batıdan gelen karayelin etkisini dile getirirken yaşadığı tehlikeli anları da paylaşıyor. Anlayacağınız Semendirek’in tepesi bulut aldıysa sığanacak bir liman arayın!
Fotoğraf Uygulama: Altuğ Atik