Kurumlar ne diyor?
Projemiz kapsamında balıkçılarımız ile günlerce süren görüşmelerimiz oldu. Bir de bu konunun kurumlar cephesi vardı. Kurallar, kanunlar ve balıkçılıkla ilgili görev ve sorumluluklar.
Bu konuları, adada görevli kurum temsilcileriyle de görüştük.
Liman Başkanlığı, İlçe Tarım Müdürlüğü ve Bozcaada Su Ürünleri Kooperatifi ile görüşmelerimiz oldu. Sahil Güvenlik ile ilgili net bir görüşme yapamadık ancak onların görev ve sorumluluk alanları ile ilgili çeşitli güvenilir bilgilere de ulaştık.
Bozcaada Liman Başkanı Hüseyin Bilgin 2012 Mayıs ayından bu yana Bozcaada’da görev yapıyor. Liman Başkanlığı’na kayıtlı (2019 yılı sonundaki kayıtlara göre) 35 adet yeşil ruhsatlı tekne olduğunu belirten Bilgin, “Ancak bunların 10, bilemediniz 15 tanesi balıkçılık ile uğraşıyor” diyerek tamamlıyor sözlerini. Öte yandan kendi görev tanımlarının 4902 sayılı yasa ile belirlenmiş olduğunu söylerken, geniş bir sorumluluk sahası olduğunu harita üzerinde belirten Bilgin, bu alan içinde, teknelerde bulunan personel ve donanıma ilişkin eksikler ile iskele işletme izinlerine bağlı yenileme ve raporlamaların kendi iş sahalarında olduğunu, iskele ruhsatları konusunda, elemanları olmadığı için Çanakkale’den gelen tespit ve değerlendirme komisyonunun raporlarına bağlı olarak verildiğini anlatıyor.
Bilgin, Bozcaada balıkçılığının, önceliği turizm aldığı için, artık bir iş alanı olmaktan çıktığını ve çalışan olmadığı için bitmekte olduğunu belirtirken, iklim değişikliğinin popülasyona en çok zarar veren etkilerin başında geldiğini söylüyor. Meraların farklı yerlerden gelen balıkçılar, tekneler tarafından kullanılmasının da altını çizerken, ayrıca Bozcaada sularının 4/3’ünün tanker, kuru yük ve yolcu gemileri için demirleme sahası olmasından kaynaklanan ışıklandırma sorunları olduğunu, balıkçıların sık sık bundan yakındığını fakat bunların yasalarla belirlenmiş alanlar olduğu için değişiklik olmasının söz konusu olmadığının altını çiziyor.
Hüseyin Bilgin, büyük teknelerin trol, gırgır gibi Bozcaada limanını sert lodos havalar dışında kullanmadığını anlatırken başka şeyi de daha belirtiyor. 1983 yılında çıkarılmış bir kanun ile, Bozcaada gemi iskele ve uzantı rıhtımlarının belediyeye devredildiğini, yat limanının da yine belediyeye geçici olarak devredildiğini söylüyor.
Liman Başkanı kendisini en çok sevindirecek gelişmenin, artık ihale aşamasına gelen yeni liman projesinin bir an önce başlayıp bitmesiyle kazanılacak, büyük, güvenli ve tüm ihtiyaçlara cevap verecek bir liman olacağını söylüyor.
Yine Balıkçılık ile ilgili diğer bir kurum ise Bozcaada İlçe Tarım Müdürlüğü çatısı altındaki Su Ürünleri bölümü. Su Ürünleri Mühendisi İlknur Yuvka ile buna ilişkin görüşme yaptık. Su ürünlerine kayıtlı 60 adet tekne olduğunu ancak tıpkı Liman Başkanı’nın belirttiği gibi çoğunun hobi amaçlı bu belgeyi aldığını 10-15 balıkçılık teknesinin olduğunu belirtiyor. Kendilerinin özellikle su ürünleri avlanma kuralları konusunda hassasiyetleri olduğunu, boy, ağırlık, zaman ve avlanması yasak türler dahil, teknelerdeki ağ aralıklarının kontrolüne kadar denetimler yapıldığını belirtiyor. “Alo Gıda, Jandarma, Sahil Güvenlik ve Emniyet” kanalıyla aldıkları çeşitli ihbarları da değerlendirdiklerini de kendisinden öğreniyoruz.
Tam da görüşmeyi yaptığımız 22 Kasım günü yenilenen para cezaları ile ceza sınırlarının bir hayli yükseldiğini bunun caydırıcı olacağını söylerken, tekrarları durumunda hapis cezası dahi olacağını belirten Yuvka, zıpkın avcılığının da ticari amaçlı yapılmasının Bozcaada’da yasak olduğunu söyleyerek, tebliğlere bağlı olarak ticari olmayan sportif amaçlı avcılık yapılabileceğini anlattı. Tezgâhlarda zıpkın balığı gördüklerinde bunun cezai yaptırımları olduğunu söyleyen Yuvka ayrıca perakendeciden, kabzımala, oradan restoranlara kadar stok yapan herkesin miktarlara dair faturalı bildirimde bulunmaları gerektiğini aksi takdirde kontrollerde bunlara ilişkin yaptırımların olduğunun da altını çizdi. Yuvka denizlerde popülasyon azalmasının en önemli sebebinin küresel ısınmaya bağlı ilklim değişikliği olduğunu söyleyerek, denizleri korumanın ortak bir bilinçle mümkün olacağını, herkese görev düştüğünü de paylaştı.
Bozcaada’da görevli kurumlarımızda bir diğeri ise Sahil Güvenlik Komutanlığı. Direkt bir görüşme gerçekleştiremesek de, bazı faydalı bilgilere erişebildik. Örneğin Bozcaada Sahil Güvenliği acil bir durumda bir hastayı 4 dakika gibi kısa bir zamanda karşıya güvenli bir şekilde ulaştırabiliyor. Tek sorumluluğu bu değil ama en önemli sorumluluğu bu. Çok geniş bir alanda deniz güvenliğine ilişkin 1380 sayılı yasa ile belirlenmiş görev alanlarında 2 bot ile görev yapmaktalar. Su ürünleri avlanma kurallarına muhalefet olması durumunda da cezaları yine Sahil Güvenlik kesiyor. Örneğin bir dalışın, sportif mi ticari mi olduğuna ilişkin yasal ayrımlar var. Bu kurallar etrafında yasak avcılık durumunda bin 635 liralık bir para cezası kesme ve balığa el koyma hakları var. Trol teknelerinin 3 mil kuralını ihlal edip etmediğini de yine Sahil Güvenlik kontrol ediyor.
İlçemizdeki bu üç kurumun dışında bir de Su Ürünleri Kooperatifimiz mevcut. Onu da kurumsal bir yapı olarak kabul ederek bu başlık altında görüşlerine yer vermek gerektiğini düşündük ve kooperatif başkanı Ahmet Acar ile görüştük.
20 senedir varolan kooperatife, çocukluğunda, okulu bırakıp, kalamar avcılığı yaparak başladığı ve 25 senedir devam eden balıkçılık serüveni ile, 2 senedir başkanlık yapmaktan mutluluk duyduğunu söylüyor Ahmet Acar. Acar halen kooperatife kayıtlı 44 üyeleri olduğunu, bunların içinde özel teknelerin de, yeterli balıkçı teknesi olmadığı için bulunduğunu belirterek kayıtlı (evraklı) 6 adet balıkçı teknesi olduğunu söylüyor ve isimlerini tek tek sayıyor. Denizlerde balıkçılığın bittiğini, akın balığı olmasa (lüfer, torik, palamut gibi) balıkçılık yapmanın da mümkün olmadığını söylerken, özellikle kuralsız avcılığın denize zarar verdiğini belirtiyor.
Evet ada balıkçılığı ile ilgili kurum yetkililerinin, kooperatifin açıklamaları böyle.
Bizimle bilgilerini paylaşan tüm yetkililere teşekkür ediyoruz.