1974 Bozcaada doğumlu. 30 senedir balıkçılığın içerisinde. Uzunca bir süre balıkçılık yaptıktan sonra şu anda balık ticareti (kabzımal) yaparak geçimini sürdürüyor.

“Eskiyi anmak güzel bir şey. O günler insanın aklına geldiğinde, şu zamana bakarsak, çok kötü durumdayız. Daha da kötüye gidiyor. Bu balıkçılık böyle olduğu sürece, bizim evlatlarımız balık yiyemeyecek. Bunun sebepleri arasında aşırı avlanma geliyor her şeyden önce. Sonra deniz kirliliği. Ama aşırı avlanma çok daha etkili. Tabii yasak avlanma da var. Önceden kendi teknem vardı, sattım balığın azalmasından dolayı. Kardeşimle uzun yıllar çalıştım. Daha sonra gelip geçici, işte dışardan gelen kişilerle balıkçılık yaptım. Ada insanından pek kimseyle çalışmadım. 1996 yılından bu zamana kadar balıkçılık yaptım… Eskiden sarpa, melanur, karagöz, sinarit, mercan, kupa takılırdı ada balıkçısının ağlarına. Yani bunlar, başlıca balıklardı. Daha çok çeşitli çıkıyor ama az çıkıyor. Onlar da artık nasıl söyleyeyim, akın yönünü değiştirdi gibi bir şey. Bu sene burada, yani boğazda onlarca ton balık tutuldu. Biz burada, beş yüz kilo balık tutmadık. Buraya gelmiyor balık. Balığın göç değiştirmesi de etken. Yapay şeyler de var. Bu köprüydü, tramvay mı (Marmaray) diyorlar, ne diyorlar ona deniz altından giden, onların etkisi çok büyük. Gırgırların boğazda, o sonarlarla yaptığı avcılık, balığın geçişini engelliyor tabi ki.”